Mem’in Hayali: Başka Bir Yaşam

Her stranın (şarkı, türkü), başka bir dünya tahayyülü vardır. O dünya, yaşadığımız dünyanın tam tersidir. Acıysa, hüzünse yaşadığımız dünya, stranın dünyası, yaralarımızı, acılarımızı sardıktan sonraki neşeli dünyamızdır. Biz, o dünyanın hayali ile uyur, o dünya hayali ile uyanırız. Yaşama direncimiz, umudumuz tamamen bu hayale bağlıdır. Bir gün erişeceğimiz bu dünyanın hayaline.

Mem Ararat’ın da yeni bir yaşam, yeni bir dünya hayali var.

Mem ile tanışmam bir arkadaşımın sohbeti ile başlamıştı. Adını hep duyuyordum ancak dinlemeyi, tanımayı hiç düşünmemiştim. Sohbet, Kürt müziğine ilişkindi. Arkadaşım yeni jenerasyon olarak adlandırılan Xecê, Mem Ararat’tan bahsederken, ben eskilerden bahsediyordum. Şiwan Perver, Ciwan Haco’dan. Kürt müziğine hakim olanların tanımadığı veya dinlemediği müzisyenler değildi Şiwan Perver, Ciwan Haco. Herkes biraz tanırdı, en azından bir eserleri bilinirdi. Çünkü onlar acıyı sese, ezgiye döktüler. Bir çığlık attılar, duyulmasını istedikleri.
Ezgiler, stranlar duygulara hitap eder. Yaşadığımız dünyadan, bulunduğumuz halden alıp götürür bizi kendi dünyasına. Bu dünya kimi zaman acılar dünyasıdır, kimi zaman hayaller dünyası.
Mem’i tanımadan önce bana Cîwan Haco’daki, Şîwan Perwer’deki hisleri ve duyguları yaşatamaz diye düşünüyordum. Tabii ki bu bir önyargıydı. Hayatın her alanında bu ve benzeri önyargılarla karşılaşır insan. Önyargı bir duvardır. Eninde sonunda çarparsın. Bu duvarın yıkılması veya hiç olmaması gerektiğinin ayırdına o vakit varırsın. Çarptığın vakit.
“Xewna Bajarekî” çarptığım duvar oldu. Türkçesi ‘Bir Şehrin Hayali’ anlamına geliyordu. Dedim ya stranlar, hayaller dünyasıdır.

Mem Ararat – Penaber (Mülteci)

Mem, konuk olduğu ‘Sanatın Gündemi’ programında şöyle konuşmuştu müziği için: “Gönül isterdi ki 21. yüzyılda tüm bu acılar geride kalsaydı. Maalesef çok çarpık bir zihniyet var, çok zor bir anlayış var burada. İnsanlar çok saçma nedenlerden dolayı birbirlerine düşmanlar. İnsanların birbirlerini sevmesi benim hoşuma gidiyor. Ben ağıt yakmaktansa, aşk şarkıları söylemeyi tercih ederim.”

Yazar Selim Temo ise Gazete Duvar’daki ‘Mem’in Guernica’sı’ başlıklı yazısında şöyle demişti: “Hangi şarkısını daha çok sevdiğimi bilmiyorum, ama son albümü olan ‘Xewna Bajarekî’ başka bir yerde gibi geliyor bana.”

Evet, Xewna Bajarekî başka bir yerdeydi, başka bir şeyler anlatıyordu.
‘Zîz’ eseri hüzünlüydü. Bu eserde Mem’in sesi bir enstrümana dönüşmüştü. Mem, şarkıyı seslendirirken bu dünyada değildi. Zîz’deki dünyadaydı.

Lorîka Cemîla, Heyv, Hêvî, Penaber…
Aşk, acı, hasret ve en önemlisi yeni bir yaşamı haykırıyordu.